top of page
Yazarın fotoğrafıHatice KILIÇ

Neydi ‘düşünüyorum o halde varım mıydı? Yok ben düşünerek var olamadım…

Günlerim sürekli düşünmekle geçiyor. Bazen kendimi o kadar kaptırıyorum ki düşünmeye gerçek-hayal karışıyor. Neydi beni bu kadar düşünmeye iten… Sadece ben miydim böyle düşünen ben gibi var mıydı böyle düşünen. 100 yıl önce atalarımda geleceğini, makus talihini ben gibi biz gibi düşünüyor muydu? Sorun şu ki kimseye kızamıyor insan kale içten fethedilmiş her gün gördüğün yüzüne güldüğün insanlar bu makus talihte teslim etmiş seni. Aile gelenek görenekleri, toplum yapısı, geri kafalılık, imkânsızlık bize sürekli empoze edildiği için artık kaderimiz olmuş. Yani şunu diyorum cumhuriyet tarihinden beri günümüze kadar ne kültür değişmiş ne ekonomi ne hayat kalitesi ne gelişmişlik düzeyi taşın üstene taş bile koymamış bu toplum. Ortadoğu ve Balkanlar’ın ortasını sıkışmış bir özgüvensizlik... Kadınları geri planda bırakan bir toplum hiçbir zaman ilerleyemez biz bu yolda ilk önce kadın erkek eşitliğini veya adaletini sağlayamadığımız için gelişemedik! Namus kavramı, kadın okumaz zihniyeti yüzünden nenelerimiz doğru düzgün eğitim alamadı, okuyamadı. Soruyorum size okumayan daha önce de okumuş birinin fikirlerini öğrenmeyen birisi bilmek ne demek bilebilir mi. Gününü dört duvar arasında geçiren sosyal olamayan yeni bir şey öğrenmeyen birisi ne bilebilir ki? Bilgi eksikliği yaşayan bir ebeveyn çocuğuna ne öğretebilir ki? Çocukla en çok haşır neşir olan anne, sosyal hayattan koparılan insan, sadece ev işi yapmaya çocuk bakmaya mecbur bırakılan bir kadın, çocuğunun geleceğine ne aktarabilir ki? Yüzyıllardır on ayılardır biz kadınlar ben olabilmenin mücadelesini veriyoruz sırf ülkemize dünyaya güzel yarınlar bırakabilmek için bütün baskılara korkutulmalara hor görülmelere bu değersizliğe rağmen… 20. yüzyılda toplumun bir şeyleri başarabilmesine imkânda yoktu azimde. Biz bir Avrupalı gibi var olmak için azmetmedik her zaman günü kurtardık. Daha çok çalışmamız daha çok emek vermemiz gerekirken en az biz çalıştık. 21. yüzyıla gelindiğinde Avrupa birçok konuda rayına oturmuşken biz hala yolun başındaydık. Yorgun oluşumuzdan mütevellit hep rahat iş peşinde koşarız herkese de rahat işi aşılarız sonra da ekonomi konuşma hakkımız varmış gibi açarız ağzımızı yumarız gözümüzü daha toplu kullanım alanlarını temiz bile bırakamıyorken, doğayı bu kadar kirletirken, ahlaklı olamazken… Bizim ülkemizde öğretmenlik veya hemşirelikten başka meslek yokmuş gibi biz küçükken hep bu mesleklere yönlendirilerek büyüdük. Sporcu, sanatçı, bilim insanı olmak yoktu doktorluk bile beğenilmezdi neden; stresli iş diye. Hukuk okuyana yalancıları mı savunacaksın denilirdi. Dil bilene bırak gavur dilini derlerdi. Kim ne yeteneği var keşfedemedi aileler diyebilmeliydi benim çocuğumun şu iş de kabiliyeti var diye bir de gerçekten iyi analık babalık yaptığını düşünüyor bu büyükler. Hadi oradan! Yani sözün özü dünkü toplumu nenelerimiz dedelerimizi şekillendirdi bugünkü toplumu analarımız babalarımız, yarınki toplumları da biz var edeceğiz. Bugünü dün yarattı ben gibi sürekli düşünen düşünmekten gerçeği yaşayamayan bu nesli büyüklerimiz var etti. Bize bu hayatı layık gördüler bu ülkeyi miras bıraktılar. Çok olmayı değil az ve öz olmayı benimseyemediler. Fazla üreyip de dünya kaynaklarını tüketmeye hiç gerek yok. Çok ve boş olduk. İyi günler.



Hatice Kılıç


35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page